Emir Malik Kadıoglu
Puanı : 10467.73
Site Editörü / Araştırmacı Tarih Yazarı

Hakkında

Araştırmacı- tarih yazarı
  • 26 ülkenin tapusu Türkiye'nin elinde.

    Bu tapuların ilgili devletlere sorunlarını çözmek için gönderildiğini söyleyen Türkoğlu "Özellikle Balkan bölgesindeki ülkelerin tamamın tapusu Türkiye’de mevcut” diye konuştu. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi Başkanı Zeynel Abidin Türkoğlu devam eden kadastro çalışmaları ve tapu arşivleriyle ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye'de uzun süredir devam eden kadastro çalışmalarında sona gelindiğini söyleyen Türkoğlu “Kadastro çalışmalarının yüzde 97'si bitti. Yüzde 3'lük ihtilaflı bölge var. Bunlar da çözülmeye çalışılıyor. `Orman` ve `terör` sıkıntıları olan bölgeler. `Terör` olaylarından dolayı geçmişte bazı köyler boşaltılmış durumda, onun için de sıkıntı çözülemiyor” diye konuştu. JAPONLAR DAHA ÇOK GELİYOR Tapu arşivleme çalışmalarının da devam ettiğini belirten Türkoğlu arşivlerinde 3 bin 494 tapu ve tahrir belgesinin olduğunu söyledi. Arşivlerinde bulunan belgeleri araştırmacıların hizmetine sunduklarını söyleyen Türkoğlu “Türkiye'den ve dünyadan çok sayıda araştırmacı buraya geliyor. Amerikalı, İngiliz, İtalyan araştırmacılar çalışma yapmak için geliyorlar. Osmanlı'ya karşı en fazla ilgiyi Japon araştırmacılar gösteriyor. Türk araştırmacılardan daha fazla Japon araştırmacılar belgeleri araştırmak için müracaat ediyorlar. 1847 yılına kadarki belgeler araştırmacıya açık, ancak 21 Mayıs 1847 yılından sonraki belgeler araştırmacıya kapalı. 21 Mayıs 1847 yılından sonra mülkiyet arazisi rejimine geçiliyor. Özel kayıtları sadece yetkilisini ilgilendirir” ifadelerini kullandı. Zeynel Abidin Türkoğlu SORUNLARINI ÇÖZMELERİ İÇİN GÖNDERİYORUZ Tapu Kadastro arşivinde 26 ülkenin tapu kaydının bulunduğunun altını çizen Türkoğlu, şunları söyledi: “Osmanlı coğrafyasının hakim olduğu yerlerin tapuları Türkiye Devleti'nin elinde. Bu tapuları ilgili devletlere sorunlarını çözmek için veriyoruz. Makedonya'ya verdik, Yunanistan'la olan problemini bu tapu kaydı ile çözüyor. Libya'ya verdik, Tunus ile sorununu çözüyor. Kudüs'ün tapusu var. `Filistin` devletinin yetkililerine verdik. En son Kıbrıs'ın tapusunu yetkililerine verdik. `Suriye,` Irak, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan, Bosna Hersek, Kosova, Balkan bölgesindeki ülkelerin tamamın tapusu Türkiye'de mevcut.” Abdülhamit'in 5 bin 619 özel mülkü var Abdülhamit Han'ın şahsi mülklerine ait olan ikinci nüsha defterin restore edildiğini ifade eden Türkoğlu, “Abdülhamit Han'ın Ortadoğu'da, Balkanlar'da ve Anadolu'daki mülklerinin kayıtları yer alıyor. Mekke ve Medine'deki, Suriye'deki, Batı Trakya ve Balkan adalarındaki mülkleri yer alıyor. Kudüs'te 146, Almus'ta 58, Halep'te ve İstanbul'da çok sayıda mülkü bulunuyor. Bunlar da genelde çiftlik tarzı yerler. Ortadoğu'da sadece 850 kayıt var. Bunlar devlet mali değil, şahsi mallar. Torunları, İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurarak bunlarda hak sahibi olabilirler. Toplamda 5 bin 619 adet kayıtlı şahsi mülkü var” ifadelerini kullandı. Ayasofya Vakfiyesi restore edildi En özel ve en çok kıymet verdikleri belgenin Ayasofya Vakfiyesi olduğunu söyleyen Türkoğlu, “65 metre uzunluğunda Arapça yazılmış vakfiye, Ayasofya Vakfiyesi'nde 12 cami, aşevi, şifahane yerlerini içeriyor. Camiler içinde Ayasofya Camii, Fatih Camii, Zeyrek Camii bulunuyor. Bu camilerin tek bir vakıf tarafından yönetildiği ve gelir giderinin ne olduğunu gösteren vakfiyedir. Vakfiye, rulo halinde, ahşap gül ağacından yapılan Kubur'da saklanmış. 1950'li yıllarda İngiltere gönderiliyor. Ve maalesef ilk 3 metresini çalıyorlar” diye konuştu. Belgeleri depolardan `Turgut Özal` çıkarttı 1980'lere kadar arşivciliğin depoculuk mantığı ile gerçekleştiğinin altını çizen Türkoğlu, “1984'te Turgut Özal'ın talimatı ile depolar açılarak tasnifleme çalışması başlıyor, 2004'e kadar da devam ediyor. 2004'ten sonra bu belgeler araştırmaya açılıyor, ancak zamanla belgeler yıpranmaya başlıyor. Bu sebeple 2007'de restorasyon atölyesini kurduk ve restorasyon atölyesinde belgeleri tedaviye başladık. 2010'lardan sonra belgeler dijital ortama geçirildi” diye konuştu. (Yeni Şafak gazetesi)

    04.01.2016 16:50
  • Seçim...

    7 Haziran CHP:Biz kazandık.AKP kaybetti. MHP: `AKP` kaybetti. batırın püskeviti çaya. Hdp: Seçimin tek galibi biziz. CHP: Oy verin Gitsinler(Ama kimse bir yere gitmedi) MHP:Bizimle yürü Türkiye(Türkiye 13 yıldır koşuyor zaten) HDP: Barış için oy ver.(Yakma yıkmaya döndü.) 1 Kasımda yine hepsi Zafer kazanmış(!) hepsi `biz` kazandık dedi.Ama asla seçimin tek galibinden bahsetmediler.

    04.01.2016 12:28
  • Kar Nedeni ile Tatil Edilen Okulların Bulunduğu İl ve İlçeler

    YOZGAT'TA `KAR` TATİLİ Yozgat'ta yoğun `kar` yağışı nedeniyle merkez ve Sorgun ilçelerinde eğitime bugün ara verildi. İl Milli `Eğitim` Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, bugün merkez ve Sorgun ilçelerinde eğitime ara verildiği, Saraykent ilçesinde de taşımalı `eğitim` yapan okulların `tatil` edildiği kaydedildi. ÇORUM Çorum'da etkili olan `kar` yağışı nedeniyle kent merkezi ve 5 ilçede eğitime bugün ara verildi. Valilikten yapılan açıklamada, `kar` yağışı ve buzlanma dolayısıyla kent merkezi ile Boğazkale, Bayat, Oğuzlar, İskilip ve Uğurludağ'daki ilk ve orta dereceli tüm okulların bugün `tatil` edildiği belirtildi. Kent merkezi ile söz konusu 5 ilçedeki kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelliler ile hamilelerin de bugün idari izinli sayılacağı kaydedildi. -Karabük Karabük'te yoğun `kar` yağışı nedeniyle il genelindeki bütün okullarda bugün `eğitim` ara verildi. `Karabük` Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, yoğun `kar` yağışının artarak devam etmesinin beklendiği belirtildi. Açıklamada, bu nedenle kentte Milli `Eğitim` Bakanlığına bağlı tüm okullarda `eğitim` öğretime bugün için ara verildiği kaydedilirken, buzlanma ve don olaylarına karşı da vatandaşların dikkatli olmaları istendi. -Uşak Uşak'ta akşam saatlerinde başlayan `kar` yağışı nedeni ile il genelindeki okullarda `eğitim` ve öğretime Valilik kararı ile bir gün ara verildi. `Uşak` Valisi Ahmet Okur sabah 06:00’da twitter’dan attığı tweet ile `kar` tatilini duyururken, `Uşak` merkez ve ilçelerde yoğun `kar` yağışı nedeniyle `eğitim` ve öğretime bir gün süre ile ara verildiğini belirtti. -Giresun Giresun'da `kar` nedeniyle merkez ve 6 ilçede bir gün, Yağlıdere ilçesinde ise 2 gün `eğitim` yapılamayacak. İl Milli `Eğitim` Müdürlüğü ile kaymakamlıklardan alınan bilgiye göre, Giresun'un merkez, Bulancak, Eynesil, Görele, Çanakçı, Piraziz ve Tirebolu ilçelerinde bugün, Yağlıdere ilçesinde ise 4-5 Ocak'ta tüm ilk ve orta dereceli okullarda eğitime ara verildi. Doğankent ilçesinde de sadece köy okulları ile taşımalı `eğitim` kapsamındaki okullarda `eğitim` öğretime bir gün ara verilmesi kararlaştırıldı. `Giresun` Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Giresun'da kamu kurum ve kuruluşlarında görevli hamileler ile engellilerin bugün izinli sayılacakları bildirildi. -Batman Batman'da olumsuz hava koşulları nedeniyle Sason ilçesinde iki, merkez ve diğer ilçelerde bir gün eğitime ara verildi. Valilikten yapılan açıklamada, `kar` yağışı ve don olayları dolayısıyla herhangi bir olumsuzluk ya da mağduriyet yaşanmaması için eğitime ara verilmesine karar verildiği bildirildi. Sason ilçesinde bugün ve salı günü, il merkezi ve diğer ilçelerde ise bugün eğitime ara verileceği duyurulan açıklamada, "Kamuda çalışan engelli ve `hamile` personellerimiz de bugün idari izinli sayılacaktır" ifadesine yer verildi. -Van Van'da, mahalle yollarının kapalı olması nedeniyle kent genelindeki tüm ilk ve orta dereceli okullarda eğitime bir gün ara verildi. İl Milli `Eğitim` Müdürü Kıyasettin Kırekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentte ulaşımın sağlıklı yapılamadığı gerekçesiyle okulların `tatil` edildiğini söyledi. İl Hıfzıssıhha Kurulu'nun belediyelerden aldığı bilgiler doğrultusunda toplandığını belirten Kırekin, "Kurul üyeleri yaptıkları toplantının ardından mahalle yollarının çoğunun kapalı olması, ulaşımın sağlıklı yapılamaması nedeniyle sağlıklı `eğitim` hizmetinin yapılamayacağına karar verdi. Bu nedenle pazartesi günü kent genelindeki tüm ilk ve orta dereceli okullarda eğitime bir gün ara verildi" diye konuştu. -Zonguldak Zonguldak'ta yoğun `kar` yağışı nedeniyle okullar bugün `tatil` edildi. `Zonguldak` Valiliğinden yapılan açıklamada, olumsuz hava koşulları nedeniyle il genelindeki okulların bugün `tatil` edildiği belirtildi. Öte yandan, kamu kurum ve kuruluşlarındaki engelli ve `hamile` personelin de bugün idari izinli sayılacağı bildirildi. -Edirne `Edirne` il merkezi ve ilçelerde yoğun `kar` yağışı nedeniyle eğitime bir gün ara verildi. `Edirne` Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, kentte etkisini sürdüren `soğuk` ve yağışlı havanın hayatı olumsuz etkilediği belirtildi. Yoğun `kar` yağışı nedeniyle eğitime bir gün ara verildiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''İlimizde yoğun `kar` yağışının yanı sıra hava sıcaklığındaki düşüşün devam edecek olması ve oluşabilecek buzlanma nedeniyle öğrencilerimiz için oluşabilecek riskleri bertaraf etmek amacıyla Valilik kararıyla pazartesi günü `Edirne` merkez ile Havsa, Lalapaşa, Süloğlu, Keşan, Meriç ve Uzunköprü ilçelerindeki temel `eğitim` ve orta öğretim okulları ile kurumlarında eğitim-öğretime bir gün süreyle Enez ve İpsala ilçelerinde sadece taşımalı `eğitim` öğrencileri için eğitime bir gün ara verilmiştir.'' -Bartın Bartın'da `kar` yağışı nedeniyle ilk ve orta dereceli okullar 2 gün `tatil` edildi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, `kar` kalınlığının bir metreyi aşması ve yağışın devam etmesi nedeniyle bugün ve 5 Ocak Salı günü il genelindeki ilk ve orta dereceli okullarda eğitime ara verileceği bildirildi. -Rize Rize'de etkili `kar` yağışının ardından yaşanan buzlanma nedeniyle il genelinde eğitime bir gün ara verildiği bildirildi. `Rize` Valisi Ersin Yazıcı, yaptığı yazılı açıklamada, üç gündür etkili olan `kar` yağışının ardından oluşan buzlanma nedeniyle bazı olumsuzlukların yaşanabileceğine işaret etti. Olumsuz hava koşulları nedeniyle il genelinde `eğitim` ve öğretime 4 Ocak Pazartesi ara verildiğini belirten Yazıcı, "Meteorolojik veriler ışığında öğrencilerimizin sağlığı ve `ulaşım` güvenliği için merkez ve tüm ilçelerinde `okul` öncesi, temel `eğitim,` orta öğretim kurumları ile yaygın, özel öğretim ve özel `eğitim` kurumlarının 4 Ocak Pazartesi `tatil` edilmesine karar verilmiştir" ifadesini kullandı. Vali Yazıcı, il geneli ve ilçelerde kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan `hamile` ve engelli personelin de bir gün süreyle idari izinli sayılmasının kararlaştırıldığını kaydetti. -Kırklareli `Kırklareli` il merkezi ve ilçelerdeki yoğun `kar` yağışı nedeniyle eğitime bir gün ara verilmesi kararlaştırıldı. `Kırklareli` Milli `Eğitim` Müdürü İbrahim Korkmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, `kar` yağışı ve olumsuz hava koşulları nedeniyle il genelinde eğitime bir gün ara verildiğini söyledi. Korkmaz, yoğun `kar` yağışının yanı sıra hava sıcaklığındaki düşüşün de devam ettiğine dikkati çekerek, Valiliğin oluşacak buzlanma nedeniyle öğrencileri riske atmamak adına pazartesi günü eğitime ara verme kararı aldığını vurguladı. -Bitlis Bitlis'in merkez, Hizan, Mutki ve Güroymak ilçesinde ilk ve orta dereceli okullar bir gün `tatil` edildi. `Kar` yağışı, kapanan bazı yollar ve karayollarındaki buzlanmalar nedeniyle herhangi bir olumsuzluk yaşanmaması için `Bitlis` kent merkezi, Hizan, Mutki ve Güroymak ilçeleri ile bağlı köylerde eğitime bir gün ara verildi. Ayrıca, Hizan'da engelli ve `hamile` kamu çalışanlarının da bugün idari izinli sayılacakları belirtildi. -Sinop `Sinop` il merkezi ile 4 ilçedeki okullarda `kar` nedeniyle eğitime bir gün ara verildi. İl Milli `Eğitim` Müdürü Nevzat Türkkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgede `kar` yağışının üç gündür etkisini sürdürdüğünü söyledi. Özellikle sahil kesiminde yer alan ilçelerde yoğun `kar` yağışı olduğunu belirten Türkkan, "Bu nedenle bugün il merkezi ile Ayancık, Türkeli, Gerze ve Erfelek ilçelerinde eğitime bir gün ara verilme kararı alınmıştır. Söz konusu ilçelerdeki okulların tamamı `tatil` edilmiştir" dedi. Ayrıca, `Sinop` Üniversitesinde bugün yapılacak sınavların da bir gün ertelendiği ifade edildi. -Samsun Samsun'un Alaçam, Ayvacık, Bafra, Çarşamba, 19 Mayıs, Salıpazarı, Terme, Tekkeköy, Yakakent ilçelerinde okullarda eğitime bir gün ara verildi. İl Milli `Eğitim` Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, yoğun `kar` yağışı nedeniyle ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında eğitime söz konusu ilçelerde bugün ara verildiği belirtildi. Açıklamada, gün içinde `kar` tatiliyle ilgili gelişmelerin `sosyal medya` üzerinden açıklanacağı bildirildi. -Artvin Artvin'in üç ilçesinde bugün `eğitim` ve öğretime ara verildiği bildirildi. İl Milli `Eğitim` Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, `kar` ve buzlanma nedeniyle Borçka, Arhavi ve Hopa ilçelerindeki tüm okullarda eğitime 4 Ocak Pazartesi ara verildiği belirtildi. -Trabzon Trabzon'da bazı ilçelerde `kar` nedeniyle eğitime ara verildiği bildirildi. İl Milli `Eğitim` Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Araklı, Sürmene, Hayrat, Çaykara, Köprübaşı, Dernekpazarı ilçelerindeki tüm okullar ile Ortahisar ve Arsin ilçelerinde taşımalı `eğitim` kapsamındaki okullarda 4 Ocak, Of ilçesinde ise 4-5 Ocak'ta eğitime ara verildiği anımsatıldı. Bu ilçeler dışında Vakfıkebir ve Çarşıbaşı ilçelerinde de 4 Ocak Pazartesi eğitime ara verildiği ifade edilen açıklamada, diğer ilçelerde `eğitim` öğretimin devam edeceği kaydedildi. -Kastamonu Kastamonu'da, `kar` nedeniyle 3 ilçede bir gün, 3 ilçede ise 2 gün eğitime ara verildi. İl Milli `Eğitim` Müdürlüğü ile kaymakamlıklardan alınan bilgiye göre, Kastamonu'nun Abana, Cide, İnebolu ilçelerinde bugün Bozkurt, Şenpazar, Çatalzeytin ilçelerinde ise 4-5 Ocak'ta tüm ilk ve orta dereceli okullarda eğitime ara verildi. Azdavay ilçesinde ise köy ve taşımalı `eğitim` kapsamındaki okullarda `eğitim` öğretime iki gün süreyle ara verilmesi kararlaştırıldı. -Mardin `Mardin` Valiliği, `soğuk` hava ve buzlanma nedeniyle Artuklu, Savur, Dargeçit ve Ömerli'de 2 gün, Midyat, Yeşilli, Mazıdağı ve Derik ilçelerinde ise 1 gün eğitime ara verildiğini bildirdi. Valilikten yapılan açıklamada, `kar` yağışının yanı sıra hava sıcaklığındaki düşüş ve oluşabilecek buzlanma nedeniyle yaşanabilecek olumsuzluklardan çocukların etkilenmemesi için eğitime ara verildiği belirtildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: ''Artuklu, Savur, Dargeçit, Ömerli ilçelerimizde 2 gün, Midyat, Yeşilli, Mazıdağı ilçelerimizde 1 gün `eğitim` ve öğretime ara verilmiştir. Derik ilçe merkezinde `eğitim` ve öğretim devam edecek olup, Böğrek, Beskavak, Bozbayır, Ballı, Hisaraltı, Aşağımezra, `Taşıt,` Dumluca, Bozbayır, Üçtepe, Yassıtepe, Demirli, Subaşı, Şahverdi, Düztaş, `Derinsu,` Meşeli, Subatan, Şerefli, Akıncılar, Burç, Goktaş, Üçkuyu, Bozok, Çayköy, Akçay, Aktaş, Düztaşçivili, Şeyhhabib, Pirinçli, Çukursu, Çiçekli mahallelerinde eğitime 1 gün ara verilecektir.'' Açıklamada, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli personel ile `hamile` personelin de valilikçe idari izinli sayılacakları ifade edildi. -Şırnak Şırnak'ta olumsuz hava koşulları nedeniyle il merkezi ile bağlı belde ve köylerde eğitime bir gün ara verilmesi kararlaştırıldı. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, il merkezi ile bağlı belde ve köylerde 4 gündür yoğun `kar` yağışı ve buzlanmanın etkili olduğu hatırlatıldı. Bu nedenle bugün ilk ve orta dereceli okullarda eğitime ara verileceği duyurulan açıklamada, engelli ve `hamile` memurların da bir gün idari izinli sayılacağı ifade edildi. -Tekirdağ Tekirdağ'ın 9 ilçesinde `kar` yağışı nedeniyle eğitime ara verilmesi kararlaştırıldı. `Tekirdağ` Milli `Eğitim` Müdürü Halis İşler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yoğun `kar` yağışı nedeniyle bugün Süleymanpaşa, Çerkezköy, Kapaklı, Çorlu, Ergene, Saray, Hayrabolu, Malkara ve Muratlı ilçelerinde eğitime ara verildiğini bildirdi. -Ordu Ordu'da `kar` ve buzlanma nedeniyle bazı ilçelerde eğitime bir gün ara verildiği bildirildi. `Ordu` İl Milli `Eğitim` Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, il genelinde üç gündür etkili olan `kar` yağışının ardından meydana gelen buzlanmanın bazı olumsuzlukları beraberinde getirdiği ifade edildi. Açıklamada, olumsuz hava koşulları nedeniyle Çamaş, Çatalpınar, Fatsa, Gülyalı, Kabadüz, Korgan ve Perşembe ilçelerinde 4 Ocak Pazartesi `eğitim` ve öğretime ara verildiği ifade edildi. -Muş Muş'ta, `kar` nedeniyle yolları kapanan köy okulları ile taşımalı `eğitim` kapsamındaki okullarda öğrenci ve öğretmenlerin 1 gün idari izinli sayılacağı bildirildi. İl Milli `Eğitim` Müdürü Cevdet Arslan, yaptığı açıklamada, il genelinde 4 Ocak Pazartesi `eğitim` ve öğretimin devam edeceğini ancak yolları kapalı köy okulları ile taşımalı `eğitim` kapsamındaki okullarda öğrenci ve öğretmenlerin idari izinli sayılacağını belirtti. Milliyet

    04.01.2016 12:17
  • (Günün Makalesi) Paralel Akademi /Abdurrahman Dilipak

    Bir akademisyen arkadaşla konuşuyoruz. Üniversitelerde dönen dolapları anlatıyor. “Kaç üniversitesi var paralel yapının” dedim, kendilerine bağlı 13 üniversiteleri varmış. Etkili oldukları devlet üniversitesi sayısı daha çok. Üniversitelerdeki ihaleler, döner sermaye işleri, bilirkişilikler, akademik yayınlar, akademik dergiler.. İntihaller, sertifika programları, akademik programlar, eşdeğerlik konusu, yeterlilik sınavları say say bitmez. Bir arkadaş yabancı dil sınavlarına dikkat çekiyor. Bir başkası SANTEZ ve kalkınma ajasları ile ilişkilere dikkat çekiyor. Üniversitelerdeki `terör` eylemlerinin arkasında derin ve paralel yapının rolü olduğunu söylüyor. Yeditepe ve GATA Çevik Bir zamanında derin yapı tarafından kullanıldı. Ecevit’in Başkent Üniversitesi’nde başına gelenleri biliyorsunuz.. Paralel kolej ve dershaneler de bu konuda kullanılmadı mı?. Aslında Amerikan kolejleri niçin geldi ise bu topraklarda, bu dershane ve okullardan beklenen de aynı şeydi... ODTÜ, `Galatasaray,` Boğaziçi, Bilkent daha sonra Koç paralel yapının kuruluşu aşamasında, altyapı çalışmalarının merkez üssü gibi kullanıldı birileri tarafından. Bazı kürsülerin akademik çalışmaları içine gizlendiler. Yabancı akademisyenler ve dil öğretmenleri gibi gelip gittiler. Bazı akademisyenler misafir öğretim üyesi olarak davet edildiler. Aslında bunları çok gizleme gereği de duymadılar. Göstere göstere yaptılar. Yabancı vakıflar gelip burada bazı STK’larla bu maksatla ortak çalışmalar yaptılar.. Daha önce Özal üzerinde çalıştılar. Özal’ı durduk yerde Evren’e danışman yapmadılar. Baradey’i niçin Sisi’ye danışman yaptılarsa, Özal’ı onun için Evren’e danışman yaptılar. Gülen’i 60’lı yıllardan itibaren, `soğuk` savaştaki rolü, İran devrimi karşısındaki duruşu ile de onayladılar. Ama öte yandan sadece Nurcular üzerinden gitmek istemediler. Nurcular arasında başka grublarla da yıllardır Demirel üzerinden bir temasları vardı zaten. İkinci hedefteki kitle, Nakşilerdi. Özellikle de İskenderpaşa ile çok ilgilendiler.. İskenderpaşa Özal referansı ve Erbakan liderliğindeki harekete yakınlığı dolayısı ile önemliydi. Esat Coşan Hoca ile de `temas` kurmaya çalıştılar bildiğim kadarı ile. O bunu kabul etmedi. Türkiye’den niçin ayrıldı, vefatının arkasında bu konu ile ilgili bir şüphe var mı, bakmak gerek. Bu işin arkasındaki ekip, Nurculuk ve Nakşilik hakkında çok detaylı çalışmalar yaptılar.. `Din` algıları, siyasetle ilgileri, `insan` kaynakları, `eğitim` düzeyleri, `kendi` içlerindeki aykırılıklar, hepsi biliniyordu.. Bu çerçevede RP/SP ve `BBP` üzerinde çalışmalar da yaptılar. Mesela derin devlet içinde, daha sonra BÇG, Ergenekon, Balyoz adını verdikleri grubun tasfiyesi için Refah-Yol’u kullanmayı planladılar ama başarılı olamadılar. Yoksa Çiller bir gecede hidayete ermiş değildi. Susurluk’ta `kaza` yapan araçtaki Çatlı ve arkadaşları da bu planda ye alıyordu.. `Muhsin Yazıcıoğlu` bu plana destek vermeyip, Erdoğan’ı ve birtakım kişileri uyardığı için, bu vesile ile hayatından olmuş olabilir mi? Aslında paralel yapının bir şekilde içinde, kenarında, kıyısında liberal ve sol kesimden bir sürü `insan` vardı. Baykal da öyle bir gecede hidayete ermemişti. Ecevit de paralel yapı karşısında Merve Kavakçı karşısındaki radikal tavrından eser yoktu.. Koç ya da Boyner ya da TÜSİAD çevresinden birçok kişi zaten bir şekilde paralel yapı ile kol kola idi.. Türkçe olimpiyatlarının sponsor ve destekçilerine bakın, Abant Toplantılarının içinde, önünde, arkasında yer alanlara ve bu çevrelerin `ilişki` içinde oldukları, STK’lar, akademik çevrelere bakın ne demek istediğimi anlarsınız. Daha doğrusu paranın izini sürün, sermaye grubları, `iş` dünyası, `para` kaynakları, finansal hareketleri izleyin o `zaman` ne demek istediğim daha kolay anlaşılır. Üniversiteler de `para` da var, `insan` kaynakları da. `Sınav` manipülasyonu da var.. Akademik casusluk da var. Bilimsel makale toplayıp, “yetersiz” diyip, yetersiz bulduklarını söyledikleri benzer birkaç makaleyi `kendi` adamlarından birine verip, yeniden yazdırıp, `kendi` adamlarını yükseltenler de.. Paralel yapı “Akademisyen Fabrikası” gibi çalıştı bir ara. Nasıl olsa her şey ellerinde idi. Lise mezunu birini alavere - dalavere nasıl doçent yaptıkları anlatılır. İstihbarat faaliyeti için kullandıkları boş diplomayı nasıl doldurup usulsüz birtakım işler çevirdikleri de anlatılır. Yani bu işin çivisi çıkmıştı. Amerikalılar da, İsrailliler de olup bitenleri anlayamaz, yönetemez hale gelmişlerdi. 17 Aralık’ta patlamamış olsaydı da bu `iş,` yine bir gün, bir şekilde patlayacaktı ve sonuçları, patlama geciktikçe daha vahim bir hal alacaktı. Yani Erdoğan’a boşuna kızıyorlar. Bu `iş` gaz dolu bir `balon` gibi yükseldikçe şişti, şiştikçe yükseldi ve 17 Aralık’ta paralel yapı `kendi` içinde panikleyince, “bommmmm”. Paralelciler güç zehirlenmesine yakalanmıştı. Hesap `kitap` birbirine karışmıştı. Gülen bu başarıyı kendinin manevi gücünde vehmediyordu. Hatta arkasındaki yabancı istihbarat örgütlerine karşı `kendi` gücünü isbatlamak için, `kendi` tabanına motivasyon, muhalifleri üzerinde caydırıcı baskı kurmak için abartılı bir meydan okuma gayretine girdiler.. Zaten BOP da kriz yaşanınca, perde gerisindeki güçler yeni bir politik aktör arayışına girince, Gülen elini çabuk tutmak istedi ve acele edince sonuçta olan oldu. Paralel akademinin gelinen noktada bir önerisi yok.. Gülen’in o karizması da artık ne `kendi` tabanına `umut` ve güven vermeye yetiyor, ne de İsrail’deki, Amerika’daki, İngiltere’deki, Vatikan’daki müttefiklerine `umut` ve güven veriyor.. Çeyrek asırlık bir oluşumda sona gelindi.. Erdoğan’ın şansına gelince, Gülen eliyle derin yapıyı tasfiye etti, şimdi `kendi` de paralel yapıyı tasfiye etmek istiyor.. `Arap` Baharı ve Büyük Ortadoğu planları da bitti. “Tarihin sonu” ve “Medeniyetler arası çatışma” planları, ılımlı İslam için yön gösterici bir tez olacaktı. O da bitti artık. Sahi şimdi, bundan sonra sırada ne var! Görünen köyün hikayesini anlatayım mı? Şans Erdoğan’dan yana. Paralel devlet ve paralel `din` için `gün batımı.` Batının açmazı şu; ne Türkiyesiz, ne de Türkiye ile birlikte. Bütün seçenekler Türkiye’nin “evet”ine bağlı.. Ve artık “hayır” diyebilen bir Türkiye var. `Oyun` bitti. Selâm ve dua..

    04.01.2016 08:04
  • Tolga Şardan/ Milliyet

    ''Terörle mücadelenin, teröristle mücadeleden farklı olduğu'' gerçeğinden yola çıkan İçişleri Bakanlığı, yeni proje hazırlığında. Milliyet gazetesi yazarı `Tolga` Şardan bugünkü yazısında, hükümetin terörle mücadele kapsamında Türkiye'de bir ilk olacak 'master plan' hazırlığında olduğunu söyledi. Hazırlanan plan, 'artık sadece teröristle değil, terörizmle nasıl mücadele edilmesinin gerekliğini' ortaya koyacak. İşte Şardan'ın o yazısı; Bakan Ala'nın talimatıyla Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, ''Türkiye’nin ilk terörle mücadele master planı''nın çalışmasına başladı. Müsteşar Muhammed Dervişoğlu'nun başkanlığında oluşturulan çalışma ekibi, devletin, silahlı güçlerinin yanısıra sivil güçlerin de terörle mücadeleye nasıl katılacağını planlayacak. Planın yürürlüğe girmesiyle tüm kamu kurumları terörle mücadeleye destek verecek. PKK'NIN HİÇ Bİ TAKTİĞİ HÜKÜMETE SÖKMEDİ Hükümetin, geçen temmuzdan itibaren terörle mücadele konseptini değiştirmesi sonrasında PKK, Doğu ve Güneydoğu'daki il ve ilçelerde eylemlerini yoğunlaştırdı. Önce elinde yeterli eğitimli kadroların bulunmaması nedeniyle taktik değişikliğe giden PKK, yollara patlayıcı yerleştirip güvenlik güçlerini hareketsiz hale getirmeye çalıştı. Ancak, devletin bu eylemlere karşı geri adım atmaması üzerine, örgüt; bu kez de il ve ilçe merkezlerinde YDG-H unsurlarını kullanarak ''halk ayaklanması''nı uygulamak istedi. Devlet, PKK'nın bu atağına da karşılık verdi. DAĞ VE ŞEHİR KADROLARI ARASINDA İLETİŞİM KESİLDİ Güvenlik güçleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun valilere gönderdiği genelgenin ardından örgütün kontrolündeki il ve ilçelerde operasyonları yoğunlaştırdı. Arka arkaya yürütülen ve halen devam eden operasyonlarda, örgütün dağ kadroları ile şehir kadrolarının irtibatı büyük oranda kesildi. Bu süreçte, Türkiye'nin terörle mücadele tarihinde pek görülmeyen bir durum oluştu. Operasyonlar çerçevesinde il ve ilçelerde yürürlüğe konulan sokağa çıkma yasağı ve örgütün baskısından bunalan yerel halk, `yaşam` alanlarını terk etmeye başladı. Ellerinde valizler, bohçalar, poşetlerle çoluk çocuk başka yerlere göç eden kitlelerin görüntüleri ortaya çıktı. Keza, devlet çatışmaların sürdüğü bölgelerdeki öğretmenlerini güvenli alanlara çekerek eğitime geçici olarak ara verdi. `Sağlık` hizmetleri kademeli olarak yürütülmeye başlandı. DEVLET, YENİ DURUMU GÖRDÜ Özetlemek gerekirse, gelinen süreçte hem devlet, hem de örgüt açısından şimdiye kadar görülmemiş fiili bir durum oluştu. PKK, bu kadar güçlü bir devlet otoritesi ve kararlığını karşısında bulmayı beklemezken; devlet ise, terörle mücadelenin artık ''teröristle mücadeleden farklı'' konseptle yürütülmesi gerektiğini gördü. Halen il ve ilçelerde yer yer çatışmalar devam ederken, İçişleri Bakanlığı, ''terörle mücadelenin, teröristle mücadeleden farklı olduğu'' gerçeğinden hareketle önemli bir proje için geçtiğimiz günlerde çalışma başlattı. TERÖRLE MÜCADELE DE İLK 'MASTER' PLAN İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın talimatı sonrasında bakanlık bünyesindeki Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, ''Türkiye'nin ilk terörle mücadele master planı''nın hazırlığına başladı. Müsteşar Muhammed Dervişoğlu’nun başkanlığında oluşturulan çalışma ekibi, ilk master planı çerçevesinde ''artık sadece teröristle değil, terörizmle nasıl mücadele edilmesinin gerekliğini'' ortaya koyacak. Plan kapsamında, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, devletin, silahlı güçlerinin yanısıra silahsız güçlerinin de terörle mücadeleye nasıl katılacağını / katkı vereceğinin programını hazırlayacak. TÜM KURUMLAR DESTEK VERECEK Hazırlanacak master planının yürürlüğe girmesiyle birlikte devlet çatısı altında yeralan tüm devlet kurumları terörle mücadeleye destek verecek. Kurumlar, nerelerde neler yapılması gerektiğini, teori ve pratiği birleştirip planın parçası haline getirecek. Kamu güvenliği ve düzeni başta `olmak` üzere, `iş,` `eğitim,` `sağlık,` imar, şehir yapılanmaları, `aile` ve sosyal politikalar, `gençlik` ve `spor,` devletin tüm yatırımları, sosyal yardım projeleri, terörle mücadele master planı çerçevesinde oluşturulacak ve uygulamaya konulacak. Kurumlar, plan ve programlarını kendileri uygulamalarının yerine master planı çerçevesinde hareket edecek. Her kentin ve yerleşim biriminin kendisine göre bir profili oluşturulacak, ihtiyaçları bu profile göre belirlenecek ve tamamlanacak. TERÖRİZMLE TOPYEKUN MÜCADELE Böylece, Türkiye'nin; 1984’te PKK’nın Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla başlayan terörle mücadele tarihinde, siyasiler, akademisyenler ve uzmanlarca hemen her ortamda sıkça telaffuz edilen ''Terörle mücadele teröristle mücadele etmek değildir. Terörle mücadele ayrı, teröristle mücadele etmek ayrı. Devlet topyekûn mücadele etmeli'' tanımlaması hayat bulacak. Devlet, artık ''topyekûn'' biçimde terörle mücadele edecek. Yılın son günü, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında oldukça kalabalık katılımcıyla gerçekleştirilen güvenlik zirvesini yeni master planı çalışması içinde değerlendirmek mümkün. Tabii, farklı bir gözle bakıldığında; bu master planının hazırlanıp uygulamaya konulmasını Yeni Çözüm Süreci olarak tanımlamak yanlış olmasa gerek. Buzdolabına konulduğu açıklanan Çözüm Süreci'nin istenilen sonucu vermemesindeki eksikliklerin tespit edilip, bu eksikliklerin bu kez Terörle Mücadele Master Planı'nda tamamlanması, Türkiye'nin `terör` sorununun üstesinden gelmesine katkı sağlayacaktır. `Tolga` Şardan / Milliyet

    04.01.2016 00:31
  • Mezhep ayrımcılığı: Peki nereye kadar?

    Mezhep ayrımcılığı yapanlar Allah aşkına söyleyin siz Müslüman mısınız? Ya da durun şöyle sorayım : Siz hiç mezhep ayrımcılığının Müslümanlığa zarar verdiğini anlamadınız mı şimdiye kadar? `. Biz` Hz.Ali'yi seviyoruz diyenler peki onun oğullarının neden susuz kalmasına vesile oldunuz. Yıllarca sırf mezhep kavgaları yüzünden Müslümanlar birbirini katletti.Kafirler ise yıllarca bizi seyretti.

    04.01.2016 00:08
  • Operasyonlar...

    Mehmetçiğimizin PKK'ya yönelik operasyonları devam ediyor. Dua ederek destekte bulunabilirsiniz. Ayrıca haberimizi şukulamanızı tavsiye ederiz.

    03.01.2016 21:45
  • Suç Sabit... (Markar Esayan)

    Bugün itibarıyla ayakta iki kuvvet kalmış gözüküyor: `Din` ve sekülarite… Bunlar da modernite zemininde karşı karşıya geliyorlar, getiriliyorlar. Can çekişen veya yeni boy vermeye çalışan ideolojiler bu kuvvetin alt kümeleri/gölgeleri (epifenomenalizm) şeklinde var olmaya çalışıyorlar, genellikle de “söze müdahale etmeyi” misyon sayan aydın/akademisyen ruhbanları tarafından. Sekülarite, seküler toplum ve devlet hiçbir `zaman` `din` ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak zuhur etmedi. Sekülarite dini yok etmek istedi. Bunu çok arzuladı; çünkü en büyük rakibinin temelde `din` olduğunu düşündü. Sekülerleşme tezi, dinin bir anomali, çocukluk hastalığı olduğuna dairdi. `Bilim` geliştikçe insanlar soruların cevaplarını bulacak ve `din` kuşatmasından kurtulacaktı. `Din` ve Allah fikri insanın `doğa` karşısındaki çaresizliğinin bir sonucu olarak psikolojinin yarattığı bir yanılsamaydı. `Bilim` buna çare bulduğunda yanılsama da (en hızlı kıta Avrupası'nda `olmak` üzere) `dünya` sahnesinden çekilecekti. Ortadoğu Allah'ın zuhur ettiği yer ise, kıta Avrupası da yok olduğu yer olacaktı. Neden dinden bu kadar nefret edildi? Çok karmaşık ve çok cevaplı bir soru. Konstantin'in Hıristiyanlığı Roma'nın meşru dini olarak kabul etmesinden sonra Batı kilisesinin piskoposlarını birer prens haline getirmesi ile başlar. Böylelikle aslında Hıristiyanlığın Avrupa'da toplumsallaşması önlenmiş olur. Ama temeldeki çekişme, iktidar organizasyonuna dairdir. İktidarın işlevselleşmesi toplumun bir değerler sisteminde birleşmesi, ortaklaşmasını zorunlu kılar. Bunu `ulusal,` bölgesel ve küresel çapta en başarılı şekilde yapacak en etkili kurum dindir. Bu nedenle Aydınlanma ile birlikte Batı Kilisesi en büyük hedef oldu. Birkaç yüzyıl içinde ağır yenilgiye uğratıldı. Geldiğimiz noktada, artık dinin değil, sekülerleşme tezinin bir anomali olduğu ortaya çıkmıştır. Dinler ortadan kalkmadığı gibi daha da güçlenmiş, `inanç` meselesinin insana dair ayrılamaz bir özellik olduğu anlaşılmıştır. Ama bunun hazmedilmesi belki bu yüzyıl boyunca olacak. Eğer olursa, modernite ile dinin çelişmediği ortak bir düşünceye dönüşecek. Ben modern ötesinin bu aşamada gerçekleşeceğini düşünüyorum. İnsanlık bir sonraki aşamaya bu anlayışın küreselleşmesiyle geçecek. Bence `insan` uygarlığının önündeki en büyük aşama/sınav budur. Olmayabilir de. Bu nasıl bir durum/lar meydana getirir bilemem. Ama 3. ve nihai `dünya` savaşını getireceği yüksek olasılıktır. ABD, Çin ve Güney Amerika'da Hıristiyanlık, Ortadoğu, `Afrika,` Asya'da İslam yükselişte. Şu anda en agresif büyüme Evanjelik Protestanlık ve İslam'da gözleniyor. Seküler tez çöktü. Aydınlanma, insanı Mars'a götürdü ama en temel ihtiyacını, anlam arayışını tatmin edemedi, temel sorulara cevap bulamadı. (Bulamazdı da.) Şimdi burada bir uzlaşma mı olacak, yoksa delice bir kapışma mı? Belirtiler ikisinin birden olabileceği yönünde. Kurumsal Batı (bireylerden hiç bahsetmedik ve bahsetmiyoruz) bu delice saldırısını, İslam üzerinden başlatmış durumda. Çünkü İslam ülkeleri madun, zayıf ve yeteri kadar ötekileştirilmiş durumda. Şunu demek istiyorum; Batı, dinle olan meselesini İslam üzerinden görmek istiyor. Belki İslam yenildiğinde, Hıristiyanlık da ikinci kez başkaldıramayacak bir yenilgi almış olacak. DAEŞ bu nedenle çok işlevsel… FETÖ de öyle… İkisi de karikatürize… Onlara göre `din` normal insanların işi olamaz. Bu nedenle de Müslümanların özgün ilerlemesini ifade eden Yeni Türkiye ve Erdoğan'dan nefret ediliyor. (Ahlaksızca, ama anlaşılır.) Çünkü Yeni Türkiye, aslında Aydınlanma/sekülarite teorisinin çöküşünün en önemli belgesi…

    03.01.2016 20:47
  • Kanalizasyon Temizliği (Önemli)

    Üç ilçede 269 pkklı etkisiz hale geldi (A haber)

    03.01.2016 20:11
  • Son Dakika

    `HDP` vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılma durumu Meclis'te görüşülecek.

    03.01.2016 20:05
  • Sayfa :

    Hakkında

    Araştırmacı- tarih yazarı
    UA-72170829-1